Kokand, Özbekistan’ın doğusunda bulunan antik bir şehirdir. Bize ulaşan bilgilere göre, ilk kez Zhang Jiang adlı Çin’den bir diplomatın kayıtlarında Kokand’ın belirtildiği bilinmektedir. Notlarında, şu anki Fergana Vadisi topraklarında bulunan Davan eyaletinden bahsetti.
Kokand tarihinde bir başka ilginç gerçek. 10. yüzyıl civarında Kawakend adlı bir yerleşim vardı. Onun hakkında Büyük İpek Yolu’nun içinden geçtiği bilinmektedir. O zaman Kavakend önemli bir ticaret merkezi olarak kabul edildi. Ancak, çok uzun sürmedi. Moğollar, 13. yüzyılda şehri tamamen tahrip etti.
Kent, Kokand Hanlığı’nın kurulduğu 18. yüzyılda “ikinci nefesini” aldı. Kokand, 1732 yılında kale olarak inşa edilmiştir. Kokand Hanlığı’nın başkenti olmuş ve 300’den fazla caminin bulunduğu ana dini merkez olmuştur. Şimdi bu güzel şehir iki bölümden oluşuyor: eski ve yeni şehir. Nurbutabi Medresesi, Camii ve Zami minaresi, Dakhma-i-Shahon’un mezarı, Kamol Qazi Medresesi, Modari Hanı’nın kadınları Türbesi, Hudoyarkhan Sarayı gibi kentin eski bölümünün mimari anıtları, 18. ve 19. yüzyıllara dayanmaktadır. Antik mimarinin bu eşsiz eserleri, güzellikleri ve özgünlükleriyle büyüleniyor. Kokand’ın fotoğrafındaki bu ve diğer anıtlara ve turistik yerlere bakabilirsiniz. Ancak bu antik kenti ziyaret etmek ve oryantal güzelliğini kişisel olarak değerlendirmek daha iyidir.
Kokand, Özbek edebiyatının birçok ünlü şahsiyetinin doğduğu yerdir. Özbek Sovyet edebiyatında “öncü” olan Özbekistan Halk Şairi Sobir Abdullah Khamza Hakimzade Niyazi ve dikkat çeken çok yönlü yazar Abdullah Kahhor, Kokand’da doğan seçkin şahsiyetlerin sadece bir kısmı.
Modern Kokand, sakinlerini ve misafirlerini tarihi ve modern görünümün bir kombinasyonu ile geliştirmeye ve sevinmeye devam ediyor. Özbekistan’a yapılan turlar sayesinde bu antik kentin özgünlüğünü değerlendirme şansına sahipsiniz.